YAVAŞ MODA

Boyutlar, Türkiye’nin kuyum ve mücevher sektöründeki ilk yavaş moda markası. Peki yavaş moda nedir? Soruya en öz cevabı, Türkiye’de yavaş moda ve yavaş tasarımın öncülerinden, alanda araştırmalar yapan, eğitimler veren, işler ve yayınlar üreten değerli akademisyen Doç. Dr. Şölen Kipöz’ün editörlüğünü üstlendiği ”Modada Yavaşlık” isimli kitabın*, yine kendisi tarafından yazılan giriş bölümünden okuyalım:


“Sürekli bir değişimi öneren moda için “yavaşlık” değişime karşı bir direniş, etik bir duruş… Öyle ki, modanın gücü olan ‘hız’ı karşısına alma pahasına doğaya ve insana yönelik duyarlı ve sorumlu bir tutumun, dili ve biçimi yavaşlık. Gerçekte doğada pek çok canlının, organizma ve metabolizmanın biyoritmi düşünülürse, hız başlı başına sakınılması gereken bir durum değil aslında. Ancak hız kavramının, insan merkezci bir bakış açısı ile manipüle edildiğini görmezden gelemeyiz. Nitekim makine devrimi ve teknoloji insan yaşamını kolaylaştırmak -ya da insanı zenginleştirmek- için geliştirilen hızın araçları.


Peki, modanın hızından neyi kastediyoruz? Estetik akımının kurucularından yazar Oscar Wilde 19. Yüzyılın ortalarında moda olgusu ilk sinyallerini verdiği bir dönemde “Moda o kadar sıkıcı bir şeydir ki altı ayda bir kendini yenilemek zorunda kalır” derken modanın değişim itkisinin sezonsallığından kaynaklandığını öngörmüştü. Gerçekten de 1970’lerden itibaren endüstrinin kurumsallaşması ile moda döngüsü bir tasarımcının senede en az iki kez koleksiyon sunmasını gerektirir hale geldi. 2000’li yıllara tekabül eden küreselleşme ile bu sayı dörde hatta altıya katlandı. Yeni moda görünümlerin ortaya çıktığı bu sezonların her biri yüksek bütçeli tanıtım kampanyaları ile şenlendirilerek tüketicinin iştahını kabartırken tam modayı yakaladığını düşünen tüketici bir bakıyor ki moda değişmiş!


Moda sosyoloğu Fred Davis (1992) modanın döngüsünü bir deniz dalgasına benzetir; giden dalga yerini yeni gelene bırakır ve moda öylece dalgalanmaya devam eder. Diğer taraftan, moda değişimlerinin hızına toplumun her bireyinin aynı anda yetişmesi neredeyse olanaksızdır. Hızlı moda iki farklı sosyal karakterle karşımıza çıkar; birincisi moda yeniliklere erişimi sınırlı bir kitlenin modaya ulaşabilmesini sağlayan ekonomik ve demokratik; ikincisi ise bu giysilere bile ulaşamadıkları halde bedelini yaşamları ile ödeyen üretici sınıfları dışlayan karakteri ile. Ayrıca, bu denli hızlı ve ucuz bir moda üretiminin içinde yaşadığımız gezegen üzerindeki etkileri de bu bedele eklenir (küresel ısınma, denizlerin kirlenmesi, karbon ayak izi, toksik kimyasalların salınımı, doğal kaynakların tüketimi ve çözünemeyen tekstil atıkları vb.).”


Yavaş moda, modayı bir sarf malzemeleri pazarlama stratejisi olmaktan çıkarmak; emeği, barışı, adil ve herkes için özgür ve sağlıkla yaşanabilir bir gezegeni talep ve var etmenin bir parçası haline getirmek de demek bizim için. İşte bu yüzden frene basıyoruz. Web sitemize gezinen müşterilerimizi yüzlerce ürün ve kategori arasında boğmuyor, sayısını sınırlı tuttuğumuz zamansız, estetik, uzun ömürlü, döneminin karakteristik özelliklerini taşıyan, ekseriyetle el emeği ürünleri sizlerle paylaşıyoruz. Elde ettiğimiz geliri ise dönüşüme katkı sağlamak adına, daha güzel bir dünya hayalini paylaştığımız topluluk, dernek ve diğer tüzel kişilerle paylaşıyor, dayanışmayı büyütüyoruz. Modanın hem estetik, hem diğerkam, hem baştan çıkarıcı, hem protest, hem de dönüştürücü olabileceğine inanıyoruz.


* Kipöz, Şölen (ed.). Modada Yavaşlık. İstanbul: Yeni İnsan, 1. Baskı, 2020.